VAHAP DABAKAN
Türkiye’nin İstanbul ve başka şehirlerinde ve en son Konya da kentsel dönüşümü bekleyen bina yorgunluğundan dolayı ayakta kalamamış ve aniden çöktü. 5 kişi enkaz altında kaldı. Kurtarma ekipleri canhıraş çalışmaları sonucu 3 kişi sağ kurtarıldı. İki kişi ise cansız bedeni çıkarıldı. Bu çöken binalardan ders çıkaramıyoruz. Kentsel dönüşümün yapılmasının ne kadar önem taşıdığı insan hayatında ne kadar önemli olduğu ortaya çıkıyor…
Çevre Şehircilik Bakanlığı konunun üzerinde duruyor ama bir türlü hızlı bir ilerleme kaydedilemiyor. Bir yerlerde anlaşmasızlık mı var?
Bir yerlerde aksaklık var ama başka canlara mal olmadan bu kentsel dönüşümlerin biran önce hayata geçirilmeye başlanmalıdır…
Kentsel Dönüşümün amacı kentin eskiyen, bozulan ve kullanılamayan, ayakları üzerinde duramayan binaların, alanlarının yeniden kente kazandırılması amacıyla yapılan uygulamadır. Kentsel dönüşümün yeniden yenileme, geliştirme, sağlıklı kullanma kazandırılmasıdır. Çürük binaların sağlıklı binalara dönüşmesidir…
Oysaki yaygın biçimde kentsel dönüşümün bir türü olan kentsel yenileme ile eş anlamda kullanılmaktadır. Kentsel yenileme eski yapıların olduğu gibi yıkılıp yerlerine yenilerinin yapılmasını içeren kentsel dönüşümün uygulama şeklidir. Bu bağlamda kentsel dönüşüm kentsel yenileme demek değildir. Kentsel dönüşüme uğrayacak alanların sadece kentsel yenilemeye tabi tutulabileceği anlayışı yanlıştır…
Aslına bakacak olursak, “Kentsel Dönüşüm” ile doğal afetlerden kaynaklanabilecek zararın en aza indirilmesi amaçlanır. Kentsel dönüşümle kaçak yapılaşmanın önüne geçilmesi, depreme dayanıklı olmayan, ekonomik ömrünü doldurmuş binaların yeniden yapılarak olası doğal afetler sonucu oluşacak zararların en aza indirilmesi amaçlanmaktadır. Kentsel dönüşüm riskli binaların yıkılıp yeniden yapılması yanında, yerleşim yerlerinin kongre ve kültür merkezleri, park ve eğlence alanları gibi modern ihtiyaçlarının karşılanmasını da içermektedir…
Hem hak sahiplerinin güvenli ve daha çok kazanç getirecek konuta olan talebinin artması hem de merkezi hükümet ve belediyelerin ortak hareket ederek dönüşüm sürecini etkin bir şekilde yönetmesi kentsel dönüşüm yatırımını çok daha cazip hale getirmektedir. Artık hak sahiplerinin dönüşüm projelerini engellemesi söz konusu değildir. Yasa önemli ayrıcalıklar tanımaktadır ve hak sahipleri de bu anlamda sürecin içinde yer almaktadır…
Belli durumlarda da kamulaştırma yapmak da mümkün hale gelmiştir. Yerel yönetim ve hükümet politikalarıyla hem yatırımcının hem de hak sahiplerinin arkasındadır…
Türkiye’de kentsel dönüşümün en yaygın uygulama şekli kentsel yenileme olmuştur. Kentsel dönüşüme konu olan alanlar kentsel dönüşüm başlığı adı altında kentsel yenilemeye maruz bırakılarak yıkılıp tekrardan yüksek katlı olarak yapılandırılmıştır.
Proje alanı Türkiye içinde kentsel dönüşüm kriterlerini sağlayan herhangi bir şehirde olabilir. Şehrin merkezi alanlarında yüksek karlı projeler gerçekleştirmek mümkün hale gelmiştir. Proje büyüklüğünü de yatırımcının ilgi düzeyine göre şekillendirmek mümkündür…
Kentsel dönüşüm için kaynaklar verimli kullanılmalı, teknolojik gelişmeler takip edilmeli ve her şeyden önemlisi şeffaf, erişilebilir, adil, kapsayıcı bir anlayışla hareket edilmelidir. Dayanıklı yapı yapmak önemli ama baştan sona tüm süreçler doğru yönetilmesi gerekiyor. Uzlaşmadan yıkıma, yapımdan yönetime, peyzajdan otoparka her adımda eş zamanlı koordinasyon önemlidir. Burada parasal sıkıntı da olan mülk sahiplerine de Devlet veya Çevre şehircilik Bakanlığı kolay kredi veya yardımlarla ev sahibi yapılmalıdır… Kentsel dönüşüm rant odaklı değil bütüncül bir politikayla mümkün olmalıdır…